3 Ekim 2011

Şartsız eğitim

Eline bir sayfalık yazı alırsın, birkaç kelimesi seni çekti diye okursun. Bu yazı fazla bir zamanını almaz ve sonuçta okuduğun şeyden memnun olmasan bile sorun etmezsin... Sana verilen 1000 küsur sayfalık bir kitabı alırsın eline. Sabırla okursun sonuna kadar. “Bu muydu yani?” diye sorarsın. İşte bizim eğitim sistemimiz bu şekilde. Sonu gelmeyen birbirine sımsıkı bağlanmış boşluklardan ibaret. Daha samimi olmam gerekirse, eğitim sonunda insan “bu muydu amına koyim?” diye soruyor.

Dışarıdan baktığımızda çok güzel bir kapağı var bu kitabın, başlığı ise insanın merakını uyandırıyor. Kitabın arkasında mükemmel yazarlardan kitap hakkında mükemmel yorumlar var. Kitabı açıp bakıyorsunuz ki berbat bir üslup, beş para etmeyen sentaks dizilimleri.. Kitabı açmama gibi bir seçeneğiniz de zaten yok.
Günümüzde daha bölümünün neye hizmet ettiğini bilmeyen, okul bittiğinde ise ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri dahi olmayan insanlar görüyoruz. Lisedeyken tek hedef sınavı geçip üniversiteyi kazanmak iken üniversitede hedef sizin belirlediğiniz yöne doğru gidiyor. Yani bir yöne doğru gitmiyor.

Üniversite insanın gözünü ilk dakikadan boyayan bir şey. Ders aralarında çimlere yatıp geyik yaptığın, sürekli çay kahve içtiğin, istediğin gibi giyinebildiğin, arkadaşlarının öğrenci evlerinde poker batak oynadığın, sürekli bir sevgili arayışında olduğun bir yer üniversite. Bu kısım kitabın kapağı. Fakat bu söylediklerim sadece ilk sene için geçerli, yani kitabın kapağını kaldırdığınız ana kadar.


Öğrenci zihniyeti öyle bir hal alıyor ki askerlikten farkı kalmıyor. Neden diye sorma, sadece yap. Küçüklükten beri edindiğin o alışkanlıkları üniversitede yaşamayınca yer çekimini bulmuş gibi seviniyorsun. Hoca sınıfa girince ayağa kalkman gerekmiyor, rahatlıkla su içebiliyorsun, telefonun çalarsa çıkıp konuşabiliyorsun. Bunlar da kitaba yapılan mükemmel yorumlar. Üniversite sırf bu rahatlıklara sahip olduğumuz, yapılan temele binayı oturtacak bir kurum gibi görülüyor.

Ders anlatmaktan, sınav yapmaktan nefret eden hocam var benim üniversitede. Daha çeviri yapamayan, gelmeden önce hazırlık yapmaya üşenen hocam var benim üniversitede. Böyle bir ortamda öğrencilerden ne umuyorlar, bilmiyorum. Birbirini küçük görmeye örülü bir sistem var. Bu sistemin kalbi ise üniversitelerde atıyor. 2. Dünya Savaşı'nın tarihini bilmiyor diye ağzına sıçılan öğrenciler var bu sistemde. Dine karşı sempatisi olmadığı halde dua ezberleyen, müzik kulağı olmadığı halde çalamadığı şarkının cezasını kafasında parçalanan blok flütüyle ödeyen öğrenciler var bu sistemde. Çocuklar böyle eziyetlerden geçip bir de üniversitede hocası tarafından azarlanıyor. Bu da kitabın içeriği.

Nadasa bırakılmış toprak gibi hissediyorum kendimi, tek farkım sonraki senede verimli olamayacağım. Okullar açılınca normal yaşamım duruyor, sadece ders çalışmak var oluyor. Çoğu insan kendi için zaman ayıramadığını söylüyor. Ben öyle düşünmüyorum. Zamanın olmaması gibi bir durum yerine, yoğunlaşabileceğimiz bir boşluğumuz yok. Kendime baktığımda, tabi ki yazı yazmak için zamanım var; ama okul o kadar yoruyor ki kafanı, istediğin bir şeye odaklanamıyorsun. Daha da kötüsü okul döneminde ders dışında yaptığın her türlü aktivite sana evlat acısı gibi geri dönüyor. Kendini kötü hissediyorsun, hep ders çalışmalıymışsın gibi hissediyorsun.

Zaten öğrenci sabah-öğlen derse gider, akşam da ev ödevi yapar. Evde ne yapacağımıza bile onlar karar veriyor.
Boş öğretmenlerin boş derslerinde kitapta yazılan boş bilgileri bize anlattığı ve bizim de bu boş dersleri boş boş çalışarak ve hiçbir şey öğrenmeyerek geçtiğimiz gerçeği eğitim sistemimizin en acı yanı.

5 yorum:

Mjora dedi ki...

kardeşim gerçekten çok iyi demişsin , puanım sana 9 kankam...gerçekten freestyle mıydı ?

Uyumayan Ses dedi ki...

Evet fırisıtayldı, istersen tekrardan yapabilirim, eyvallah kardeşim

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

ah hep söylediklerim, söyleyemediklerim ve söyleyeceklerim :)

Adsız dedi ki...

Paylaştığınız bilgi ve resimler için İce Blue Kalite adına teşekkür eder başarılarınızın ve çalışmalarınızın devamını dileriz.

Jupiter dedi ki...

Bu kamuoyu için bir duyuru, biz böbrek satın almakla ilgileniyoruz ve hastalarımızı kurtarabilmek için farklı böbrek bağışçılarıyla çalışmak istiyoruz, böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen bizimle iletişime geçin; hastamıza böbrek bağışı için eşleşme ve her ödülü büyük ödüller bekliyor.
E-postamızda bize ulaşın: jupitermedicalcentreinc@gmail.com
veya whatsapp'ta bizimle iletişime geçin: +1 (515) 293-5520