22 Temmuz 2011

Fikir Taneciklerim #4

- İnsanı düşünmeye iten tuvalet kapıları var, halbuki ben oraya rahatlamak için gidiyorum. Kafamda ise az önce masada yaşadıklarımla ilgili düşüncelerim var. Başka bir şey düşünmek istemiyorum ; fakat bu kapılar mecbur bırakıyor insanı. Normalde gösterilse bu simgeler ''hangisi bay hangisi bayan için?'' diye sorulsa, şakkadanak söylenir, çok zor değil. Bunu kapının üzerinde görünce ve herhangi bir pembe, mavi ışık ayrımı yapılmayınca insan ister istemez durup düşünüyor. Şöyle bakalım olaya (amma abarttım di mi). ''canım ben hemen geliyorum, lavaboya gitmem lazım.'' Tamam belli ki el yıkanacak, yoksa koskoca tuvaleti bana lavabo diye kibarlaştırma. Kalktınız gidiyorsunuz, o iki kapı ayrımına geldiniz.. Hönkk!!! İki simge var. ''hangisi erkekti ya'' diye kaldınız. Bu sadece o an yaşadığınız şok yüzünden. Canlı yayına ilk defa çıkan spiker gibi kalırsınız işte orada. Birkaç saniye sonra doğru yolu bulursunuz ; ama kapıyı açarken de bir pisuvar sizi rahatlatmaya yeter. Gerek var mı şimdi böyle bir şeye sayın cafe, bar sahipleri? Bu simgeleri herkes bilmeli mi? Kim bilir kaç kişi yanlış tarafa girmiştir ya. Rahatlayacam diye düşünürken strese sokuyorsun insanı. Beni soracak olursanız; bir ayakkabı, pipo, erkek kafası gibi şeyler beklediğim yerde simgeyi görünce duraksadım, görsel hafızamı kullanarak doğru kapıyı araladım.. Yalnız o pisuvarı görmek yine de insanı rahatlatıyor, tekrarlıyım..

- Bazen ikinci ismim olduğu için seviniyorum. Her ne kadar Burak ismi farklı bir insan gibi gelse de bana, kullandığım zamanlar oldu. Sokakta Burak deseler dönüp bakmam, o ayrı bir karakter diye oturmuş kafama. 2 sene önce yazın otelde çalışmaya gittim, Janset diye tanıttım kendimi. ''Ne? Hı?'' falan dedi f&b müdürü. Tekrarlamadım sonra, ''Burak ismim, Burak'' dedim. Yaka kartıma da Burak yazıldı. Otelde de benden başka 2 kişi daha varmış ismi Burak olan, öyle adaş adaş dolaştık. Çok yakın olduğum, aynı odada kaldığım insanlara ismimi söyledim. ''Hayır c ile değil j ile'' diye özellikle belirttim. Hayatımda ilk defa Burak ismimi kullanmış oldum böylece. Artık zorluk yaşamıyım diye kullanıyorum ikinci ismimi. İnternet üzerinden alışveriş yaptığım için, sürekli kargo geliyor, ismimi sorunca Burak diyorum. Fatura için isim isterlerse Burak diyorum. Çok rahatmış gerçekten. Bunu ismimi sevmediğimden değil, insanların anlamamasından dolayı yapıyorum. Bir de isminin anlamı ne diye soruyor ya Ozan Güven gibi olasım geliyor. '' Sen kimsin lan!! Kimsin lan sen!! 16 yaşında bir adamsın'' İsteyenler buradan ulaşabilir videoya.. +18 !!

- Geçenlerde ilk defa gerçek anlamında nadasa bırakmak cümlesini kurduk. Bir bahçemiz var, bir bölümü sebze ekmek için ayrıldı. Geçen sene oraya bir şey ekilmediği için toprak dinlendi tabi, nadasa bırakılmış oldu. Coğrafya kitaplarında görünce ''O ne lan?!'' diye yorumladığımız şeyi, şu an gerçek hayatta kullanıyor olmak garip geldi. Bazı şeylere gereksiz şaşırdığım oluyor, evet..

- Inception muhabbeti açmıcam burada, ama uykuya daldığınızı düşündünüz mü hiç? Yorgun geçen bir günün ardından kafanızı yastığa koyuyorsunuz ve birkaç dakika içinde ruhunuz vücudunuzdan çekilmeye başlıyor. Hissizleşiyorsunuz, ayak parmaklarınız sanki sizin değil. ''Uyuyorum sanırım, evet uyumak üzereyim'' diye düşünüyorsunuz. Şimdi uyuyacak ve yaklaşık 7-8 saat dünyada olmadığınızı hissedeceksiniz. Bu düşünce ve farkındalık hoşuma gidiyor.

Hiç yorum yok: