9 Kasım 2014

Paradoks

Uçurumun kenarındayım. Aşağı baktığımda bulutları görüyorum. Yukarıda ise bir insan var. Gözlerim karardı. Tekrardan kendime geldiğimde gördüğüm silüet orada değildi. Gözlerim onu arıyor. Gelmemesini istiyorum yanıma; ama gözlerim hâlâ onu arıyor. Nedensiz.. Sağ bacağımın uyuştuğunu hissediyorum. Yapraklar hışırdıyor. Sanırım hayatımda ilk kez bulutları izliyorum. Ben kurbanım. Eminim arkamdan yas tutulacak. Kötü bir insan değilim. Ruhunu teslim etmiş bir beden düşünün. Güneş bulutların arasından çıkıyor. Gözlerim yanıyor. Engelleyemiyorum. Ellerim bağlı. Sadece hayatıma yol vermem gerekiyor. Olanı kabul etmeyi. Olana yol vermeliyim. Dünya benim etrafımda dönüyor. Dönsün istemezdim. Bencilim. Seninle saf ruhumu, güçsüz bedenimi, dingin hayatımı paylaşamam. Çünkü emelim belli. Alnıma yazılmış. Aklımdan akıyor düşünceler. Başım ağrıyor. Saatlerce burada kalabilirim. Gözlerim karşı gelebildiği kadar direnecektir, bundan emin olabilirsin. Şimdi o yumuşak yatağımda, elim yastığımın altında, bacağımın teki yorganın dışında uyuyorum. Göz kapaklarım kapalı, ama gözlerim içinde dans ediyor. Kabus görüyor olmalıyım. Hepsi bilinçaltımın bana oyunu. Gözlerim  o kadar hızlı hareket ediyor ve beynim o kadar çok çalışmaya zorlanıyor ki kendimi kontrol edemiyorum. Çelişki içindeyim. Bu rüyada dik durabilirdim. Başaramadım. Rüyadan uyandım ve kabullendim.

Hiç yorum yok: